Bilindiği üzere, modern ekonomiler en az maddi sermaye kadar sosyal sermayeye de ihtiyaç duymaktadır. Sosyal sermayenin başlıca kaynağı ise güven faktörüdür. Üzülerek görmekteyiz ki son dönemde makroekonomik temellere dayanmayan suni bir güvensizlik ortamı oluşturulmaya çalışılmaktadır.
Döviz kurlarındaki değişmeler, ekonomik faaliyetlerin seyrini etkilediğinden, döviz kuru değişmelerinin istikrarlı bir çizgi izlemesi, ekonomik istikrarı da olumlu yönde etkileyecektir.
Çünkü döviz kuru istikrarı, fiyat istikrarı gibi, ekonomik istikrarın sağlanması açısından hem bir neden hem de bir sonuçtur. Bir başka deyişle, ekonomik istikrarın sağlanması, büyük ölçüde fiyatlardaki ve döviz kurlarındaki istikrara bağlıyken, ekonomik istikrarın sağlanması sonucunda, fiyatlarda ve döviz kurlarında da istikrar sağlanabilmektedir.
Ayrıca ekonomik istikrarsızlık da fiyatlardaki ve döviz kurlarındaki istikrarsızlıktan etkilenmektedir. Bu karşılıklı etkileşim, döviz kuru istikrarının da ekonomik istikrar açısından değerlendirilmesini gerekli kılmaktadır.
İstikrar; öngörülebilir bir değişimin yanı sıra, bir anlamda değişmezliği de akla getirmektedir. Ancak istikrarın “değişmezlik” olarak ele alınması, günümüzün ekonomik koşullarında olası görünmemektedir.
Çünkü ekonomik istikrarın sağlanıp sağlanamadığının belirlenmesinde yararlanılan fiyatlar, istihdam, üretim düzeyi ve ödemeler bilançosu gibi ekonomik göstergelerin her biri, belirli bir süreç içinde değişim gösteren dinamik ögelerdir. Bu nedenle istikrar kavramından asıl anlaşılması gereken, bu göstergelerde büyük sapmaların olmaması ve kabul edilebilir değişimlerin varlığı olmalıdır.
Bizim de Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının 2022 yılı para ve kur politikası metninde belirtiği gibi gelişmekte olan piyasa ekonomilerinde merkez bankaları piyasalarda derinliğin kaybolmasına bağlı olarak spekülatif davranışlar sonucunda artan oynaklığa karşılık piyasalara doğrudan müdahale etmektedirler.
Bu doğrudan müdahalelerin tam anlamıyla istenen etkiyi yaratmadığı zamanlarda, Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğanın açıklamış olduğu önlem paketiyle; başta TL mevduatlarının çözülmesinin engellenmesi olmak üzere, döviz kurunu yukarı yönde baskı altında tutan birçok unsurun bertaraf edileceğine ve önümüzdeki günlerde TLye olan güvenin yeniden artış kaydedeceğine yürekten inanıyoruz.
MÜSİAD olarak son günlerde yaptığımız her açıklama ile hem iş dünyasına hem de vatandaşlarımıza itidal çağrısında bulunmuştuk. Bu vesileyle söz konusu çağrımızı yineliyor, geçici ve suni gelişmelere göre yapılan fiyatlamaların kaybetmeye mahkum olduğunu tekrardan ifade etmek istiyoruz.
Bu uygulamalar neticesinde USD-TL dengesinin yeniden sağlanacağına, serbest piyasa ekonomisinin gerçek fiyatları belirleyeceğine, ederinden fazla yükseltilen fiyatların tekrar normal seviyelere döneceğine, imalat, ithalat ve ihracat dengesinin korunacağına inanıyoruz. Mustafa Durusoy MÜSİAD Alanya Şube Başkanı...
EKONOMİNİN EN ÖNEMLİ UNSURU: GÜVEN
Bunlar da ilginizi çekebilir